İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haliç Kongre Merkezi’nde Afetlere Karşı Dayanıklı İstanbul projesini tanıttı. Şehrin jeoloji ve hidroloji haritalarını hazırladıklarını söyleyen İmamoğlu, deprem ve afetlere dayanıklı İstanbul için hazırladıkları 10 projeyi kamuoyuna tanıttı.
İmamoğlu, “İstanbul’u krizlere ve afetlere dayanıklı bir kent haline getirmek üzere vizyon 2050 planımızı hep birlikte bütün katılımcılarımızla hazırladık.” dedi.
35 BİN BİNANIN 15 BİNİ RİSKLİ ÇIKTI
İstanbul’da başlatılan Hızlı Tarama Projesi ile 35 bin binanın mercek altına alındığını söyleyen İmamoğlu, “Yaptığımız hızlı tarama tespitlerimiz sonrası 15 bin binamızda ‘D’ ve ‘E’ sınıfı riski yüksek kategoride yer alan binalar olduğunu tespit ettik. Yeni dönemde hızlı tarama tespitine ilçe belediyelerimizi de etkili bir şekilde katarak tüm İstanbul için bu süreci tamamlayacağız. İstanbul’un röntgenini çekmek zorundayız.” dedi. 1.3 milyon konutun risk altında olduğunu söylen İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Deprem konusunda en hayati mesele niteliksiz konut sorununun dönüşümüdür. İstanbul’da 1.3 milyon konuta denk gelen yaklaşık 200 bin yapının 7 ve üzeri şiddetindeki depremlerde ağır hasar göreceğini veya kullanılmaz hale geleceğini hesaplıyoruz. Bu, ne yazık ki kötü bir manzara. Peki 200 bin niteliksiz konut stoku neden hızla dönüşmüyor? Bunun temel sebebi özellikle son 3-4 yıldır yaşadığımız ağır ekonomik koşullar. O bakımdan İstanbul Yenileniyor ve diğer kentsel dönüşüm projeleri kapsamında toplam 5 bin 925 konutu sahiplerine teslim ettik. Mart ayına kadar bu rakam 7 bin 375 konut olacak.
“200 BİN YAPININ 7 VE ÜZERİ ŞİDDETİNDEKİ DEPREMLERDE AĞIR HASAR GÖRECEĞİNİ VEYA KULLANILAMAZ HALE GELECEĞİNİ HESAPLIYORUZ”
Yeni dönemde hızlı tarama sürecine ilçe belediyelerimizi de dahil ederek tüm İstanbul için tamamlayacağız. İstanbul’un röntgenini çekmek zorundayız. Deprem konusunda en hayati mesele, niteliksiz konut stokunun dönüşümüdür. İstanbul’da 1,3 milyon konuta denk gelen yaklaşık 200 bin yapının 7 ve üzeri şiddetindeki depremlerde ağır hasar göreceğini veya kullanılamaz hale geleceğini hesaplıyoruz. Bu ne yazık ki kötü bir manzara. Bu rakamı bilimsel simülasyonlar üzerinden ifade ediyoruz. Peki, niteliksiz 200 bin konut stoku neden hızla dönüşmüyor? Bunun en temel sebebi ekonomi. Artan maliyetler, özellikle faizler, yüksek kur fiyatları düşen kişi başı gelir meselesi. İkinci bir sebebi daha var ve bu da en az birincisi kadar önemli. Kentsel dönüşüm uygulamalarında, son 20 yılda yaşatılan büyük mağduriyet. Son 20 yılda, insanları evlerinden, semtlerinden ettiler. Yarım kalan projelerle vatandaşı evsiz bıraktılar. Bina bazlı yerinde dönüşümde ise vatandaşla müteahhidi o kısır alana sıkıştırarak baş başa bıraktılar.”