Japonya’da Tatar Türk toplumunun önderlerinden Enver Apanay hayırla yad ediliyor

Japonya’da Tatar Türk toplumunun önderlerinden, Tokyo Türk Cemiyetinin kurucusu Enver Apanay hayırla yad ediliyor.

Tokyo’da 1930 yılında doğan Apanay, ilköğrenimini sonradan Tokyo Türk İlkokulu olan “Mekteb-i İslamiye”de tamamladı.

Üniversite eğitimini Sophia Üniversitesinde (Jochi Daigaku) alan Apanay, ABD merkezli sigorta şirketinin Japonya’daki temsilciliğini üstlendi.

Apanay, “Mahalle-i İslamiye”nin Tokyo Türk Cemiyetine dönüşmesiyle kurucu başkan oldu ve görevini uzun yıllar sürdürdü.

Görevi süresince eski Tokyo Camisi ve Tokyo Türk İlkokulu arazisinin Türkiye Cumhuriyeti hazinesine kazandırılmasında cemiyet üyelerinin ikna edilmesi, oy birliğiyle arazi hibesinin sağlanması ve caminin inşaatında liderlik rolü üstlendi.

Hibe araziye Diyanet İşleri Başkanlığınca inşa edilen yeni Tokyo Camisi 2000’de, Türk Kültür Merkezi de 2019’da tamamlanarak hizmete açıldı.

Yaşamının son döneminde geçirdiği felç sebebiyle konuşma yetisini kaybeden Apanay, Müslüman ve Türk kimliğinin Tokyo’da tanıtılmasındaki rolüyle hatırlanıyor.

Yabancılar Mezarlığı’na defnedildi

Tokyo’da 94 yaşında vefat eden Apanay için hafta içinde Diyanet İşleri Başkanlığına (DİB) bağlı Tokyo Camisi Türk Kültür Merkezi’nde cenaze töreni düzenlendi.

Türkiye’nin Tokyo Büyükelçisi Korkut Güngen, çok sevdikleri, Tokyo’da kendileri adına çok emek veren Apanay’ı saygıyla anacaklarını söyledi.

Tokyo Camisi’nden kaldırılan Apanay’ın cenazesi, başkentin doğusunda, Yokohama kentindeki Yabancılar Mezarlığı’nda yatan eşi Tazuko Neşe Apanay’ın yanına defnedildi.

Apanay’ın hayatına ve Türk kimliğinin Japonya’da tanıtılmasına yönelik katkılarına tanıklık eden dostları, defin sonrası AA muhabirine konuştu.

“Toplumun varlığının ispatı için bina son derece önemli”

Tokyo Türk Cemiyeti Başkanı Cemil Agafur, 1938’de açılan ilk Tokyo Camisi’nin bir süre sonra restorasyona ihtiyaç duymasıyla Apanay’ın, yapının geleceğine yönelik önemli bir adım attığını anlattı.

Agafur, “Enver ağabey, Tatar Türk toplumunun azalmasından dolayı Tokyo Camisi’nin geleceğini de düşünüp bir karar verdi. Buradaki Türk toplumunun geleceğini ve Türkiye ile Japonya’nın dostluk ilişkisini de göze alarak cami arazisinin, Türkiye’ye hibe edilerek restorasyonuna karar verdi. Birlikte mutabakata vardık.” dedi.

Apanay’ın, Tokyo’daki Türk toplumunun bir arada kalması amacıyla liderlik rolünü üstlendiğine dikkati çeken Agafur, “Enver ağabey, her zaman ‘Bir toplumun varlığının ispatı için bina son derece önemli.’ derdi. Yeniden inşa edilen cami ve kültür merkezi, Türk ve Japon toplumunun dostluk ilişkilerini pekiştirdiği bir mekan oldu.” diye konuştu.

“Müslümanlar, huzurlu şekilde ibadetlerini yapabiliyor”

Tokyo Camisi İmam Hatibi Kurra Hafız Muhammet Rıfat Çınar, Apanay’ın, Müslüman ve Türk kimliğinin “Japonya’da ilelebet yaşatılması için” mücadele gösterdiğini belirtti.

Cami arazisinin Türkiye’ye hibesinde Apanay’ın rolüne değinen Çınar, “Mektuplar yazmış, bu durumdan ülkemizi haberdar etmiş. Farklı isimlerin bu araziye kaymasını engellemiş. Bugün Müslümanlar, camide huzurlu bir şekilde toplanabiliyorlarsa Apanay’ın çok büyük katkısı var.” şeklinde konuştu.

“İnsanları birleştiren nazik bir centilmen”

Tokyo Türk Cemiyeti küratörlerinden Nafisa Minai, çocukluğundan beri etrafında “Enver ağabey” diye dolaştığı Apanay’ı, Tokyo’daki Tatar Türk toplumu için “merkezi sütun” olarak niteledi.

Apanay’ın “insanları birleştiren nazik bir centilmen” olduğunu dile getiren Minai, “Hayattayken bazen kişinin değeri anlaşılmayabiliyor. Enver ağabeyi yumuşak huylu olması ve ikna kabiliyetiyle hatırlayacağız.” ifadelerini kullandı.

“Gerçek bir arkadaş”

Islamic Center Japan Başkanı Musa Omar, 1970’lerden beri tanıdığı Enver Apanay’ın, cami ve okul inşaatının başlatılması ve tamamlanmasında büyük katkılarının olduğunu söyledi.

“1970’lerde, önceki Tokyo Camisi döneminde cuma namazına sadece 30-40 kişinin geldiğini hatırlıyorum.” diyen Omar, Apanay ve ekibinin gayretleri sonucu şimdiki Tokyo Camisi’nin ibadet günlerinde dolup taştığını anlattı.

Apanay’ı gerçek bir arkadaş olarak niteleyen Omar, “Merhum Enver, Japon bir annesi ve Japon bir hanımının olmasına rağmen Türk ve Müslüman kimliğini hem korumuş hem de yaşatmıştır.” dedi.

“İyi eğitimli, dış dünyaya açık bir şekilde yaşamıştı”

Ankara Üniversitesi Asya-Pasifik Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (APAM) Müdürü Prof. Dr. Ali Merthan Dündar da “Apanay” adına ilk kez Tatar Türk toplumu üzerine Japon arşivlerinde yaptığı araştırmalarda rastladığını anlattı.

Dündar, araştırmalarında Apanay ailesinin Japonya’ya göçmeden evvel “Turan coğrafyası” şeklinde tanımlanan bölgede önemli ailelerden olduğunu gördüğünü söyledi.

Atanay ile hayatının son döneminde felç yüzünden konuşamaması nedeniyle ziyaretlerinde sohbet fırsatı bulamadığını anlatan Dündar, “Özellikle 1953’ten sonra az sayıdaki Türkü bir arada tutmayı sağlayan önemli figürlerden biriydi. İyi eğitimli, dış dünyaya ve Türkiye Cumhuriyeti’ne de açık bir şekilde yaşamıştı.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir