Sorgun’dan BalmaIn’in beyin takımına
Safa Şahin, garajda başlayıp Slikon Vadisi’nde bitenlerden çok daha sarsıcı bir başarı hikâyesinin başkahramanı. Onu Ayakkabı Yan Sanayi Derneği AYSAD’ın İstanbul’daki AYSAF fuarında keşfettik. Fuara gelen yabancı konuşmacıların fotoğraf çektirmek için sıraya girdiğini görünce ‘Kim bu genç adam’ dedik. Şöyle bir tanışalım diye başladığımız sohbet bir saatten fazla sürdü.
Size hızlı hızlı anlattığı 34 yıllık hikâyesini aktaracağım.
SORGUN OTOGARI 1999
Yozgat’ın Sorgun ilçesinde, kamyon şoförü baba, ev hanımı annenin üç çocuğundan en küçüğü olarak doğdu Safa Şahin. Baba sık sık ev dışında ekmek peşinde koşarken o da eve para götürmek için çalışması gerektiğini biliyordu. Şimdi gemi inşa mühendisi olan ağabeyinin tasarlayıp yaptığı boyacı sandığını sırtına yükleyip Sorgun Otogarı’na gittiğinde 10 yaşında olduğunu söylüyor. “Çok yaramazmışım, herkesin şikayet ettiği, ailenin de ‘ne olacak bu çocuk’ dediği türden. Ama boyacılık yaparken insanların ayakkabılarına bakarak sadece işime odaklandım. Para kazandım. Bir gün ayakkabısını boyayım diye ısrar ettiğim adamdan bir tokat yiyince sandığı bir daha elime almadım” diye anlatıyor o yıllarını.
RESİM YETENEĞİNİ KEŞFETTİ
Okulla pek arası yoktu Şahin’in. Ağabeyi İstanbul’da üniversiteyi kazanmıştı. 2004’te onu yanına çağırdı, “Gel gör” demişti ağabeyi. İstanbul sokaklarındaki grafitileri görünce çok etkilendi. Resim yeteneği vardı, Sorgun’un duvarlarını çizmeye başladı.İkinci gelişinde ağabeyinin ev arkadaşının ayağındaki terlikler dikkatini çekti. Sorduğunda arkadaşı “TASEV’de ayakkabı tasarımı okuyorum” deyince o da yolunu bulduğunu düşündü. Liseyi bitirince Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma-Geliştirme Vakfı’nın (TASEV) kursuna burslu katılma hakkı kazandı. Nursace gibi ünlü markalarda staj yaptı. İşe de girdi ama çizimlerini kimse beğenmeyince hep kovuldu. Sonrasını Şahin’den dinleyelim:
LADY GAGA BENİ BULDU
“Artık kartonların üzerinde uyuyordum. Kendimi geçindiremiyordum. Mecbur annemi aradım. ‘Gel’ dedi. İyi ki gitmişim, bir tavsiye ile güzel sanatlar fakültesi sınavlarına girmeye karar verdim. Selçuk Üniversitesi’nde Resim Bölümü’nü kazandım. Yazları da Konya’da sanayide ayakkabı atölyelerinde çalıştım. Okuldan onur derecesiyle mezun oldum. O sırada Marmara Üniversitesi’nde bir yıl değişim öğrencisi oldum. Erasmus’a da hak kazanınca Torino’da eğitim alma şansı yakaladım. Sürekli kendime ayakkabı yapıyordum. Tasarımlarımı sosyal medyada paylaşıyordum. 3D printer ile yaptığım ayakkabı Lady Gaga’nın dikkatini çekmiş. Benden istediler. Gönderdim. Bir kapak çekiminde kullanacaklarını söylediler ama sanırım kullanmadılar.
NIKE LİMUZİNLE KARŞILADI
Bu arada Türkiye’de TASEV’in tasarım yarışmaları ilgimi çekiyordu. Çünkü birinciyi yurtdışına eğitime gönderiyorlardı. Girdim, birinci oldum. Ama bütçe yeterli değilmiş o yıl için. Beni göndermediler. Steve Jobs’ın, ‘her gün bir nokta koysan kocaman biralan yaratır’ sözünden etkilendim. Üsküdar’da bir kafe buldum kendime. İşyerim gibi gidip bütün gün bir çay içip tasarım yaptım, sosyal medyaya koydum. Günlerce. Bir gece bir mail aldım. Nike’ın beyin avcısı olduğunu söylüyordu. ‘Tasarım ekibimiz çizimlerinizi çok beğenmiş, Amerika’ya gelin’ diyordu. İşte hayatımın kırılım noktası mail. Gittim. Portlan’a indiğimde beni bir limuzin, bir de takım elbiseli şoför bekliyordu. Her yerden kulağımdan tutularak kovulunca bu manzara beni çok şaşırttı. İngilizcem iyi değildi, tercüman buldular. Anlaştık.
BALMAIN İLE PARİS GÜNLERİ
Nike bana tasarım dünyasının kapılarını açtı. Yaklaşık üç yıl çalıştım. Ama benim tasarımlarım daha özgürdü. Onlarsa performans istiyordu. Balmain buldu beni. İlk tekliflerini kabul etmedim. İkinci kez bana ulaştıklarında Vietnam’daydım. Bu kez tamam dedim. Paris’e iş görüşmesine gittim. ‘Bizi seçersen özgür olursun’ dediler. Eşimle Paris’e taşındık. O sırada Bottega Veneta’dan da teklif aldım. Onlara da tasarım yapmaya başladım. Hayatım Paris-Milano hattında ilerliyordu. Bu trafik hâlâ devam ediyor ama şimdi buna Konya eklendi.
YAŞADIKLARIMI AKTARMAM LAZIM
Neden Konya diye soruyorlar bana. Çünkü eşim Konyalı ve bir bebek bekliyoruz. Bu süreci ailesinin yanında geçirmek istedi. Ben de Dubai merkezli bir şirket kurdum. Fatura kesmek için. Balmain’in Sneaker Danışmanı Baş Tasarımcısı’yım. Başka markalara da tasarım yapıyorum. 2022’de ünlü bir marka için bebek arabası tasarladım. Yaşamım, başladığım noktadan çok farklı. Annem hâlâ ne yaptığımı çok iyi anlamış değil. Birileri beni dergide gösterince iyi bir şeyler yaptığımı anlıyor. Bense bu noktaya kolay gelmedim. Bu kadar zor olmamalı diye düşünüyorum. Selçuk Üniversitesi’ne gittim. Ayakkabı Tasarımı Bölümü öğrencilerine sektörü anlatıyorum. Sırlar olmadan. ‘İlmin de sadakası olurmuş’ derler ya öyle. 45 öğrencim var. Öğrencilerimi İstanbul’a fuara getirdim. ‘Burası avlanma alanı, hadi kendinizi anlatın’ dedim.”